trouble; distress; misfortune; adversity

listen to the pronunciation of trouble; distress; misfortune; adversity
الإنجليزية - التركية

تعريف trouble; distress; misfortune; adversity في الإنجليزية التركية القاموس.

ill
{i} hastalık

Hastalık okula gitmemi engelledi. - Illness prevented me from going to school.

Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor. - From my own experience, illness often comes from sleeplessness.

ill
{i} rahatsızlık
ill
keyifsizce
ill
rahatsız bir şekilde
ill
kötü biçimde
ill
kötülük
ill
acımasızca
ill
kötü

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir. - Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.

O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti. - He resigned on the grounds of ill health.

ill
zararlı
ill
hoş olmayan bir biçimde
ill
hasta

Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum. - I hear he has been ill since last month.

Hastalıktan dolayı partiye gidemedim. - I could not go to the party because of illness.

ill
{s} sağlıksız
ill
fenallk
ill
kötu
ill
(sıfat) hasta, sağlıksız, rahatsız, kötü, fena, ahlaksız, zararlı
ill
ra- hatsızlık
ill
{s} fena
ill
(isim) hastalık, rahatsızlık, sorun, belâ, illet, dert
ill
{s} ters, uğursuz
ill
{s} (worse, worst)
الإنجليزية - الإنجليزية
ill

Music won't solve all the world's ills, but it can make them easier to bear.

trouble; distress; misfortune; adversity
المفضلات