trouble, bother, unwanted annoyances or problems

listen to the pronunciation of trouble, bother, unwanted annoyances or problems
الإنجليزية - التركية

تعريف trouble, bother, unwanted annoyances or problems في الإنجليزية التركية القاموس.

hassle
güçlük

Güçlük yaratan biri terk etmeli. - Anyone who creates hassle should leave.

Bunun bir güçlük olduğunu biliyoruz. - We know it's a hassle.

hassle
{i} münakaşa

Hiç münakaşa istemiyorum. - I don't want any hassles.

hassle
{f} canını sıkmak
hassle
bela/tartışma
hassle
{f} kavga etmek
hassle
kızdırmak
hassle
sinir etmek
hassle
bela
hassle
güçlük çıkarmak
hassle
tartışma
hassle
tartış
hassle
{f} tartışma çıkarmak
hassle
{i} uğraşma
hassle
{f} rahatsız etmek
hassle
argo tartışma
hassle
{i} zorluk
الإنجليزية - الإنجليزية
hassle

I went through a lot of hassle to be the first to get a ticket.

trouble, bother, unwanted annoyances or problems
المفضلات