Duruşma için ABD'ye götürüldü.
- He was taken to the United States for trial.
O adam gelecek hafta duruşmaya gidiyor.
- That man is going on trial next week.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
- I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
- Trial and error is essential to progress.
Deneme neredeyse yapılmıştı.
- The trial was all but done.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.
- Tom's trial resumes Monday.
Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Tom mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
- Tom was prepared to go to trial.
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.