Geçen gece güzel bir rüya gördüm.
- Ich hatte letzte Nacht einen schönen Traum.
Rüyamda, Putin Hu Jintao'ya,Kırgızistan'a yardım etmeliyiz dedi.
- „Wir müssen Kirgisistan helfen“, sagte Putin zu Hu Jintao — in meinem Traum.
Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.
- She dreamt about wild jaguars.
İyi geceler ve tatlı rüyalar.
- Good night and sweet dreams.
Onunla orada karşılaşacağımı asla düşünmedim.
- I never dreamed that I would meet her there.
Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
How could I be a robot? Robots don't dream.
- Wie könnte ich ein Roboter sein? Roboter träumen nicht.
Everyone would like to believe that dreams can come true.
- Jeder würde gerne glauben, dass Träume wahr werden können.
Stop dreaming and get back to work.
I dreamed a vivid dream last night.
... LEBEN IST NUR EIN TRAUM! ...