transience

listen to the pronunciation of transience
الإنجليزية - التركية
geçicilik

Belki onlar geçicilik ve sürekli zaman geçidi olarak olarak anlaşılabileceği için eski fotoğraflardaki bulutlardan ve saatlerden etkilendim. - I am fascinated by clouds and clocks on old photographs - perhaps because they can be understood as symbols of the transience and continuous passage of time.

{i} fanilik
geçici hal
geçici durum
geçici

Belki onlar geçicilik ve sürekli zaman geçidi olarak olarak anlaşılabileceği için eski fotoğraflardaki bulutlardan ve saatlerden etkilendim. - I am fascinated by clouds and clocks on old photographs - perhaps because they can be understood as symbols of the transience and continuous passage of time.

fugacity
fanilik
fugacity
uçarlık
fugacity
kaçarlık
fugacity
etkin basınç
fugacity
uçuculuk
transiency
geçici durum
transiency
geçicilik
fugacity
fügâsite (bir gazın genişleme veya kaçma eğiliminin bir ölçüsüdür)
fugacity
(Tekstil) fügasite, kaçarlık
transiency
{i} fanilik
الإنجليزية - الإنجليزية
An impermanence that suggests the inevitability of ending or dying
The quality of being transient, temporary, brief or fleeting
something that is of short duration
If you talk about the transience of a situation, you mean that it lasts only a short time or is constantly changing. the superficiality and transience of the club scene
The quality of being transient; transientness
the attribute of being brief or fleeting
{i} temporariness, impermanence
transiency
fugacity
transiency
The quality of being transient; transientness
transiency
an impermanence that suggests the inevitability of ending or dying
transiency
{i} changeability, temporality
transience
المفضلات