الإنجليزية - التركية
تعريف totally unlikely في الإنجليزية التركية القاموس.
- impossible
- {s} olanaksız
O, onun ne söylediğini anlamayı olanaksız buldu.
-She found it impossible to understand what he was saying.
Amerikalılar için seni seviyorum demek çok kolay ama Çince'de bunu yapmak olanaksızdır.
-It's so easy for Americans to say I love you and it's impossible to do this in Chinese.
- impossible
- {s} olmaz
- impossible
- {s} imkânsız
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
-Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
-Allen was given a problem that was impossible to solve.
- impossible
- muhal
- impossible
- elvermemek
- impossible
- cık
- impossible
- (Tıp) imposibl
- impossible
- dayanılmaz
- impossible
- Nâmümkün
- impossible
- {s} çekilmez
- impossible
- inanılmayacak kadar
- impossible
- olanaksız biçimde
- impossible
- {s} katlanılmaz
- impossible
- olamaz
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف totally unlikely في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- impossible
- inconceivable
- unimaginable
totally unlikely
الواصلة
to·tal·ly un·like·lyالتركية النطق
tōtıli ınlaykliالنطق
/ˈtōtəlē ənˈlīklē/ /ˈtoʊtəliː ənˈlaɪkliː/
Resimler
السابق
المفضلات