tossed in waves; boisterous; high; said of a sea or other piece of water

listen to the pronunciation of tossed in waves; boisterous; high; said of a sea or other piece of water
الإنجليزية - التركية

تعريف tossed in waves; boisterous; high; said of a sea or other piece of water في الإنجليزية التركية القاموس.

rough
kaba

Chris'in kabaca davranması sıradışı idi. - It was out of the ordinary for Chris to behave so roughly.

Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti. - The rough material hurt the child's tender skin.

rough
{f} pütür pütür yapmak
rough
{s} dalgalı

Deniz bugün oldukça dalgalı. - The sea is pretty rough today.

Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı. - The little boat bobbed on the rough sea.

rough
kaba dokunmuş
rough
karalama
rough
fırtınalı

Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu. - She become seasick in rough seas.

rough
işlenmemiş
rough
rüzgârlı
rough
kabaca

Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor. - Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.

Chris'in kabaca davranması sıradışı idi. - It was out of the ordinary for Chris to behave so roughly.

rough
güç
rough
haksız
rough
{i} kaba tip
rough
{s} taslak halinde olan
rough
ev iş/golf alan/külh
rough
{i} engebeli arazi

Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi. - The rough terrain checked the progress of the hikers.

rough
(sıfat) kabataslak, pürüzlü, pürtüklü, dik (saç), engebeli, taslak halinde olan, fırtınalı, haşin, dalgalı, sert, kaba, kaba saba, gürültücü, hoyrat, işlenmemiş, yaklaşık, aşağı yukarı, cilasız, kulak tırmalayıcı, rahatsız edici, zor, kötü, açık saçık, müstehcen
rough
{i} müsvedde
rough
eğreti
rough
{f} terbiye etmek (at)
الإنجليزية - الإنجليزية
rough
tossed in waves; boisterous; high; said of a sea or other piece of water

    الواصلة

    tossed in waves; boisterous; high; said of a sea or oth·er piece of wa·ter

    النطق

المفضلات