torbacılık

listen to the pronunciation of torbacılık
التركية - الإنجليزية
(Argo) drug dealing
torba
pouch
torba
bag

Tom took a piece of candy from the bag. - Tom torbadan bir parça şeker aldı.

Could you put it in a shopping bag for me? - Onu benim için bir alışveriş torbasına koyar mısınız?

torba
sack

A car, you say! He can't even afford to buy a sack of onions. - Bir araba, diyorsun! Onun parası bir torba soğan satın almaya bile yetmez.

Tom emptied the contents of the sack onto the table. - Tom torbanın içindekileri masanın üstüne boşalttı.

torba
carrierbag
torba
pochette
torba
dartos
torba
(Denizbilim) poket
torba
(Denizbilim) cod-end
torba
(Anatomi) scrotum
torba
pocket
torba
sack of
torba
poke
torba
plastic bag

Tom suffocated Mary with a plastic bag. - Tom plastik bir torba ile Mary'yi boğdu.

Tom gave me a dozen cookies in a plastic bag. - Tom bana plastik bir torba içinde çok sayıda kurabiye verdi.

torba
(Anatomi) scrotum
torba
bag, sack
torba
cyst
torba
vesica
torba
path. cyst
torba
envelope
torba
bag, sack; scrotum
torba
purse
torba
sporran
torba
giand
التركية - التركية

تعريف torbacılık في التركية التركية القاموس.

torba
Genellikle, pamuk, kıl vb.nden dokunmuş, türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç: "Cüzdanı bir meşin torbaya sarmış, torbayı gömleğimin içine bağlamıştım."- R. N. Güntekin
torba
Naylon torba, poşet
torba
Genellikle, pamuk, kıl ve plastik gibi iplikten dokunmuş, türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç
torba
Er bezi, husye, testis
torbacılık
المفضلات