There's been a an increase in wholesale prices.
- Toptan fiyatlarda bir artış oldu.
Tom retired from his job as a wholesaler of flowers.
- Tom çiçek toptancısı olarak işinden emekli oldu.
We buy in bulk and pass the savings on to you!
- Toptan alırız ve tasarrufları sana veririz.
You could save money by buying in bulk.
- Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.
You could save money by buying in bulk.
- Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.
I buy canned goods in bulk.
- Toptan konserve ürünler alırım.
The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
- Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
Tom is a member of a wholesale club.
- Tom bir toptan satış kulübünün üyesidir.