O sadece bir el havlusuyla örtülü olarak duştan geldi.
- She, covered only with a handtowel, came from the shower.
Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Look at that mountain which is covered with snow.
Tom çamurla kaplanmış şekilde eve geri döndü.
- Tom came back home covered in mud.
Zemin kanla kaplanmıştı.
- The floor was covered with blood.
Kaza hasarları garanti kapsamında değildir.
- Accidental damage isn't covered by the warranty.
Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.
- Tom is no longer covered by his parents' health insurance.
Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
- The skin of animals is covered with hair.
O dağ kar ile kaplıdır.
- That mountain is covered with snow.