topmost; superior; above, higher; situated farther inland

listen to the pronunciation of topmost; superior; above, higher; situated farther inland
الإنجليزية - التركية

تعريف topmost; superior; above, higher; situated farther inland في الإنجليزية التركية القاموس.

upper
üst

Saklanan zemin köpek balıklarından biri onu uyluğun üst kısmından hızla yakalamadan önce o birkaç yardadan daha fazla yüzmemişti. - He had not swum more than a few yards before one of the skulking ground sharks had him fast by the upper part of the thigh.

Dağın üst kısmı karla kaplıdır. - The upper part of the mountain is covered with snow.

upper
(Bilgisayar) büyükharf
upper
yukardaki
upper
ayakkabının üst kısmı
upper
üstteki
upper
yataklı vagonun üst kat yatağı
upper
{i} uyarıcı
upper
{i} ayakkabı yüzü
upper
{s} üst, üstteki, yukarıdaki: upper berth (trende/vapurda) üst yatak. upper deck üst güverte
upper
üst kattaki
upper
(Tıp) Üstü, üstteki
upper
kumaş tozluk
upper
{i} üst parça
upper
upper berth üst yatak upper case matb
upper
majüskül
upper
{i} üst diş
upper
{i} amfetamin
upper
majüskül harflerin bulunduğu üst kasa
upper
yukarıdaki
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} upper
topmost; superior; above, higher; situated farther inland
المفضلات