O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Sayfanın üst kısmındaki resme bak.
- Look at the picture at the top of the page.
Dağın tepesine ulaşmayı başardım.
- I succeeded in reaching the top of the mountain.
Tartışma için uygun bir başlık değil.
- It's not a suitable topic for discussion.
O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
- Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
Şirketin en üst kademesinde olmak istiyorum.
- I want to be at the top of the company.
En üst çekmecene bak.
- Look in your top drawer.
O en yüksek hızda sürüyor.
- He is driving at top speed.
Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu.
- St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.
Bu şarkı benim ilk onumda on bir numara.
- This song is number eleven in my top ten.
O her zaman sınıfın zirvesindedir.
- He is always at the top of the class.
Tom, kendi sınıfında zirveye yakın mezun oldu.
- Tom graduated near the top of his class.
Her top is a blue baggy.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım.
- I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.
His kite got caught at the top of the tree.
This ball is that boy's treasure.
- Bu top o çocuğun servetidir.
The Jabulani is the official match ball of the 2010 FIFA World Cup.
- Jabulani, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın resmi maç topudur.
Never use a cannon to kill a fly.
- Asla bir sineği öldürmek için bir top kullanma.
The first human cannonball was a 14-year-old girl called Zazel.
- İlk insan top güllesi Zazel adlı 14 yaşında bir kızdı.
He was in charge of the fundraising efforts.
- O, bağış toplama çabalarından sorumluydu.
Tom twisted the knob and opened the door.
- Tom topuzu çevirdi ve kapıyı açtı.
Tom turned the knob and pushed the door open.
- Tom topuzu çevirdi ve açmak için kapıyı itti.
The first human cannonball was a 14-year-old girl called Zazel.
- İlk insan top güllesi Zazel adlı 14 yaşında bir kızdı.
The ball rolled on the ground towards me.
- Top yerde bana doğru yuvarlandı.
The ball rolled across the road.
- Top, yolun karşısına yuvarlandı.
She wears her hair in a bun.
- O, saçını topuz yapar.
We saw a bunch of birds.
- Bir kuş topluluğu gördük.
I've been hearing gunfire in the distance.
- Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.
- Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.