toplayıcılık

listen to the pronunciation of toplayıcılık
التركية - الإنجليزية
gathering

Distinction between gathering and agriculture.

(Denizbilim) fishing by foot
topla
gather

The dictionary gathers nearly half a million words. - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

Naples gathers many tourists. - Napoli çok sayıda turist toplar.

topla
{f} harvest

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population. - Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

topla
pick

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

Tom picked up some pretty shells on the beach. - Tom sahilde bazı güzel deniz kabukları topladı.

topla
assemble

The leaders assembled in Paris for a meeting. - Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.

The crowd assembled in front of the post office. - Kalabalık postanenin önünde toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

A crowd was gathering around him. - Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

Tom finally mustered up the courage to ask Mary out. - Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed. - Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom has collected a great many butterflies. - Tom pek çok kelebek topladı.

Bob gave Tina almost all the stamps he had collected, and kept only a few for himself. - Bob neredeyse topladığı tüm pulları Tina'ya verdi

topla
bunched
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

My hobby is collecting insects. - Benim hobim böcek toplamaktır.

He has an interest in collecting insects. - O böcekleri toplamakla ilgileniyor.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
التركية - التركية

تعريف toplayıcılık في التركية التركية القاموس.

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplayıcılık
المفضلات