toplayıcılık

listen to the pronunciation of toplayıcılık
التركية - الإنجليزية
gathering

Distinction between gathering and agriculture.

(Denizbilim) fishing by foot
topla
gather

The dictionary gathers nearly half a million words. - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men. - Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

topla
{f} harvest

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

topla
pick

Tom picked up some pretty shells on the beach. - Tom sahilde bazı güzel deniz kabukları topladı.

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

topla
assemble

The leaders assembled in Paris for a meeting. - Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

Those numbers don't add up. - Bu rakamlar toplanmaz.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

A crowd was gathering around him. - Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

She finally mustered up the courage to ask him for more money. - Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him. - Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom has collected a great many butterflies. - Tom pek çok kelebek topladı.

He collected a lot of stamps. - O, çok sayıda pul topladı.

topla
bunched
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

My hobby is collecting insects. - Benim hobim böcek toplamaktır.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
التركية - التركية

تعريف toplayıcılık في التركية التركية القاموس.

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplayıcılık
المفضلات