toplatılma

listen to the pronunciation of toplatılma
التركية - الإنجليزية

تعريف toplatılma في التركية الإنجليزية القاموس.

topla
gather

He gathered his children around him. - O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

Naples gathers many tourists. - Napoli çok sayıda turist toplar.

toplatılmak
collected
topla
{f} harvest

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

topla
{f} summed
topla
make up

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

topla
pick

After I pick some blueberries, I make a tart. - Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

topla
assemble

The teacher assembled the students in the hall. - Öğretmen salonda öğrencileri topladı.

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Those numbers don't add up. - Bu rakamlar toplanmaz.

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

A crowd was gathering around him. - Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him. - Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom has collected a great many butterflies. - Tom pek çok kelebek topladı.

Tom collected coffee cups. - Tom kahve fincanlarını topladı.

topla
bunched
toplatılmak
collect heels
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom isn't currently collecting unemployment benefits. - Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

The whole world is watching the summit conference. - Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
toplatılmak
(for something illegal or dangerous) to be confiscated, be seized
toplatılmak
to be collected
toplatılmak
to be gathered, be collected
التركية - التركية
Toplatılmak işi
topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplatılmak
Yakalanan şeyler satıcılardan alınmak
toplatılmak
Toplamak işi yaptırılmak
toplatılmak
Satıcılardan alınmak
toplatılmak
Toplama işi yaptırılmak: "Şimdi hemen, ne kadar zengin varsa, hepsi bir binada toplatılacaktı."- Ö. Seyfettin
toplatılma
المفضلات