He gathered his children around him.
- O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
Naples gathers many tourists.
- Napoli çok sayıda turist toplar.
I don't harvest your olives.
- Senin zeytinlerini toplamam.
I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamam.
They make up about 12.5 percent of the total population.
- Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.
Sami can make up his own bed.
- Sami kendi yatağını toplayabilir.
After I pick some blueberries, I make a tart.
- Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.
I should like to see the trees from which you picked these apples.
- Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.
The teacher assembled the students in the hall.
- Öğretmen salonda öğrencileri topladı.
The police assembled a lot of evidence against him.
- Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
Those numbers don't add up.
- Bu rakamlar toplanmaz.
Add up these figures.
- Bu sayıları toplayın.
The squirrel was busy gathering nuts.
- Sincap fındık toplamayla meşguldü.
A crowd was gathering around him.
- Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
Can you briefly sum up what was said at the meeting?
- Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him.
- Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.
He mustered up his courage to talk to a foreigner.
- O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.
Tom has collected a great many butterflies.
- Tom pek çok kelebek topladı.
Tom collected coffee cups.
- Tom kahve fincanlarını topladı.
Tom isn't currently collecting unemployment benefits.
- Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.
Tom's hobby is collecting photos of cars.
- Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
The whole world is watching the summit conference.
- Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.