toplanmasıyla

listen to the pronunciation of toplanmasıyla
التركية - الإنجليزية
summing
{i} adding (Mathematics); act of summarizing
present participle of sum
topla
gather

He gathered his children around him. - O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

Maruyama Park is a place where a lot of people gather. - Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

topla
{f} harvest

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

topla
{f} summed
topla
make up

Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population. - Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

topla
pick

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

After I pick some blueberries, I make a tart. - Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.

topla
assemble

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

The teacher assembled the students in the hall. - Öğretmen salonda öğrencileri topladı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

She finally mustered up the courage to ask him for more money. - Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom collected old coins. - Tom eski bozuk paraları topladı.

He collected a lot of stamps. - O, çok sayıda pul topladı.

topla
bunched
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

Tom isn't currently collecting unemployment benefits. - Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
التركية - التركية

تعريف toplanmasıyla في التركية التركية القاموس.

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplanmasıyla
المفضلات