تعريف toplanma في التركية الإنجليزية القاموس.
- {i} gathering
A pub is a popular gathering place in which to drink beer.
- Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
- concentration
- agglomeration
- grouping
- coming together
- convention
- bee
A pub is a popular gathering place in which to drink beer.
- Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
- assemblage
- concourse
- rally
- Congress
- reunion
- collection
The collection of the ballots took ten minutes.
- Oy pusulalarının toplanması on dakika sürdü.
- build up
- aggregation
- rush
- rallying
- accumulation
- congregation
- muster
- getting together
- assembling
- {i} congregating
- {i} flocking
- {i} convening
- crowing
- buildup
- roundup
- toplanmak
- {f} gather
The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.
- İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
One of the employees' habits is to gather in some bar or restaurant at the end of the workday to get drunk and forget their miserable life until the next day.
- Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
- toplanmak
- {f} rally
- toplanma merkezi
- collecting center
- toplanma noktası
- rallying point
- toplanma çağrısı
- rallying cry
- topla
- gather
He gathered his children around him.
- O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
The dictionary gathers nearly half a million words.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
- toplanmak
- assemble
- toplanmak
- {f} sit
- toplanmak
- gathered
- toplanmak
- pick
- toplanmak
- accumulate
- toplanmak
- crowd
- toplanmak
- come together
- toplanmak
- {f} group
- gezinti ve toplanma yeri
- (Turizm) resort
- toplanmak
- added
- toplanmak
- collected
- toplanmak
- (Biyokimya) assembly
- toplanmak
- be picked
- toplanmak
- picked
- toplanmak
- aggregate
- toplanmak
- huddle
- toplanmak
- crowing
- toplanmak
- gadre
- toplanmak
- conglomerate
- toplanmak
- gather round
- toplanmak
- be added
- toplanmak
- be gathered
- toplanmak
- be collected
- toplanmak
- pool
- toplanmak
- to be added
- toplanmak
- mass
- toplanmak
- {f} throng
- topla
- {f} harvest
I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamam.
I don't harvest your olives.
- Senin zeytinlerini toplamam.
- topla
- {f} summed
- topla
- make up
Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population.
- Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.
They make up about 12.5 percent of the total population.
- Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.
- topla
- pick
Tom picked up some pretty shells on the beach.
- Tom sahilde bazı güzel deniz kabukları topladı.
A magnet can pick up and hold many nails at a time.
- Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
- topla
- assemble
The police assembled a lot of evidence against him.
- Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.
The students assembled in the classroom.
- Öğrenciler sınıfta toplandı.
- topla
- round up
- topla
- made up
- topla
- summon up
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
- topla
- add up
Add up these figures.
- Bu sayıları toplayın.
These figures don't add up.
- Bu şekiller toplanmaz.
- topla
- {f} bunch
- topla
- {f} gathering
The squirrel was busy gathering nuts.
- Sincap fındık toplamayla meşguldü.
Tom doesn't enjoy family gatherings very much.
- Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.
- topla
- sum up
Can you briefly sum up what was said at the meeting?
- Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
- topla
- reunite
- topla
- {f} muster
She finally mustered up the courage to ask him for more money.
- Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.
Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed.
- Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.
- topla
- {f} collected
Tom has collected a great many butterflies.
- Tom pek çok kelebek topladı.
Bob gave Tina almost all the stamps he had collected, and kept only a few for himself.
- Bob neredeyse topladığı tüm pulları Tina'ya verdi
- toplanmak
- reunite
- toplanmak
- agglomerate
- toplanmak
- concentrate
- toplanmak
- foregather
- toplanmak
- press
- toplanmak
- get together
- toplanmak
- convene
- toplanmak
- forgather
- toplanmak
- congregate
- toplanmak
- muster
- toplanmak
- conglobate
- toplanmak
- meet
- toplanmak
- polarize
- toplanmak
- turn out
- topla
- bunched
- toplanmak
- get bigger
- toplanmak
- {f} horde
- alârmda toplanma yeri
- alarm post
- ara toplanma üssü
- (Askeri) intermediate staging base
- ateş destek üssü; ileri toplanma üssü; ileri destek üssü; ileri destek taburu
- (Askeri) fire support base; forward staging base; forward support - base; forward support battalion
- ekonomik toplanma
- (Ticaret) economic concentration
- eğitim amacıyla toplanma
- encounter
- genel kurul halinde toplanma
- (Politika, Siyaset) sit in a plenary session
- intikal toplanma alanı
- (Askeri) redeployment assembly area
- müşterek kabul, toplanma, ileri intikal ve bütünleşme
- (Askeri) joint reception, staging, onward movement, and integration
- seyyar hava-sıhhi toplanma tesisi
- (Askeri) mobile aeromedical staging facility
- taktik toplanma bölgesi
- (Askeri) tactical assembly area
- tekrar toplanma
- reunion
- topla
- three-pronged pitchfork
- topla
- collecting
I lost interest in collecting stamps.
- Pulları toplamada ilgimi kaybetti.
My hobby is collecting insects.
- Benim hobim böcek toplamaktır.
- topla
- sum#up
- topla
- convoke
- topla
- sum
Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words.
- Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.
The sum of 5 and 3 is 8.
- 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.
- topla
- sumup
- topla
- make#up
- topla
- recruit
- toplanmak
- drift
- toplanmak
- collect
- toplanmak
- to be convened, be convoked
- toplanmak
- to be collected, to be gathered; to be added; to be picked; to gather, to come together, to congregate, to assemble, to crowd, to meet, to get together, to gather (round)
- toplanmak
- to be amassed, be accumulated
- toplanmak
- to be gathered, be collected
- toplanmak
- meet in council
- toplanmak
- keep together
- toplanmak
- band together
- toplanmak
- cluster
- toplanmak
- to be straightened up, be tidied up, be picked up
- toplanmak
- to be picked, be harvested
- toplanmak
- to put on weight, gain weight
- toplanmak
- club together
- toplanmak
- flock
- toplanmak
- to gather, assemble
- toplanmak
- herd
- toplanmak
- to shape up; to improve one's appearance; to adopt a better attitude; to work harder
- toplanmak
- (Matematik) to be added, be added up, be totaled
- toplanmak
- club
- toplanmak
- build
- toplanmak
- bunch
- toplanmak
- (for the table) to be cleared (after a meal)
- toplanmak
- combine
- toplanmak
- troop up
- toplanmak
- troop together
- toplanmak
- {f} swarm
- toplanmak
- {f} troop
- toplanmak
- throne
- toplanmak
- {f} shoal
- toplanmak
- {f} mob
- toplanmak
- swarm to a place
- toplanmak
- roll up
- toplanmak
- sit on
- toplanmak
- swarn
- uçaksavar topçusu, varış ve toplanma bölgesi, yedek bölge tahsisi
- (Askeri) antiaircraft artillery; arrival and assembly area; assign alternate area
- varış ve toplanma harekat grubu
- (Askeri) arrival and assembly operations group
- varış ve toplanma harekat unsuru
- (Askeri) arrival and assembly operations element
- yeni fikirler üretmek için toplanma
- brainstorming
- yoklama için toplanma
- muster