Tom still has a slight limp.
- Tom'un hâlâ hafif bir topallaması var.
I still have a slight limp.
- Hâlâ hafif bir topallamam var.
You're not limping anymore.
- Sen artık topallamıyorsun.
Never trust a limping dog or the tears of a woman.
- Topallayan bir köpeğe ve bir kadının gözyaşlarına asla güvenme.
You're not limping anymore.
- Sen artık topallamıyorsun.
Tom walks with a slight limp.
- Tom hafif bir topallama ile yürür.
Tom took heart and, sure enough, on New Year's Eve he was able to hobble along to a party.
- Beklenildiği gibi, Yeni Yıl Arefesinde Tom cesaret buldu ve topallayarak partiye yürüyebildi.