Tom, Boston'dan çok uzak olmayan ufak bir kentte doğdu.
- Tom was born in a small town not too far from Boston.
Kazanmak için ufak bir şansımız var.
- We have small chance to win.
Bakteriler mikroskobik organizmalardır.
- Bacteria are microscopic organisms.
Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.
- Dan performed a microscopic examination of the hair.
Bizim bir bayan arkadaşımız, geçen hafta küçük bir kasabaya bir seyahat yaptı.
- A woman friend of ours took a trip to a small town last week.
Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
- There's one small cat hiding behind the car.