Sayısız insan kasabın önünde sırasını bekliyor.
- Countless people wait their turn in front of the butcher's.
Gökte sayısız yıldız vardı.
- There were countless stars in the sky.
Teste hazırlanmak için çok saatler harcadı.
- He spent countless hours preparing for the test.
Pek çok kez Boston'a gittim.
- I've been to Boston countless times.