I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
- Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice.
- Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.
Tons of waste are produced every day in the country.
- Ülkede her gün tonlarca çöp üretilir.
Every second, the Sun converts 4 million tons of its material into heat and light through the process of nuclear fusion.
- Her saniye, Güneş malzemesinin 4 milyon tonunu nükleer füzyon sürecinde ısıya ve ışığa dönüştürür.
Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemede yeşil tonlar hakimdi.
That's a really weird shade of red for a car.
- Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
There are many shades of gray.
- Grinin birçok tonları var.
I’ve got a ton of work to do.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have a ton of things to do.
Yapacak bir sürü işim var.
- I've got a ton of work to do.