together with

listen to the pronunciation of together with
الإنجليزية - التركية
ile beraber

Emily ile beraber gitmek istiyorum. - I want to go together with Emily.

ile birlikte

Film izlemek için sinemaya gitmezsiniz. Daha ziyade, iki yüz kişi ile birlikte gülmek ve ağlamak için sinemaya gidersiniz. - You don't just go to the cinema to watch films. Rather, you go to the cinema in order to laugh and cry together with two hundred people.

Baba oğlu ile birlikte, ne kadar rahat! - The father is together with his son, how cozy it is!

ile

Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım. - I stuck two sheets of paper together with paste.

Emily ile beraber gitmek istiyorum. - I want to go together with Emily.

along
boyunca

İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü. - As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.

Bütün duvar boyunca karalamalar vardı. - There were scribbles all along the wall.

along
yanına

Kamerayı yanına almayı unutma. - Don't forget to take along the camera.

along
ileriye
along
beraberine
along
yanısıra
along
süresince
along
orada
along
buraya

Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin. Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme! - I'll bring my dog along, so you can meet him. What?! Don't you dare bring that animal here!

Tom'u kim buraya davet etti? - Who invited Tom along?

along
kıyısında
along
(Ticaret) alonj
along
orada/oraya
along
birlikte

Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler. - Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi. - My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.

along
yanında

Yanında okuyacak bir şey getir. - Bring along something to read.

Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle. - Tell Tom to bring Mary along.

along
alongshore kıyı boyunca
along
bordasına
along
yanı sıra

Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir. - Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.

along
ileri
الإنجليزية - الإنجليزية
along with
along
together with

    الواصلة

    to·geth·er with

    التركية النطق

    tıgedhır wîdh

    النطق

    /təˈgeᴛʜər wəᴛʜ/ /təˈɡɛðɜr wɪð/

    فيديوهات

    ... they grouped it together with a bunch ...
    ... I want to bring down the tax burden on middle-income families. And I'm going to work together with ...
المفضلات