Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a bedroom.
Otelde bir oda ayırtmak zorundayım.
- I have to book a hotel room.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.
- The books which are on that list will be difficult to find in Japan.
Kitaplarının tam listesini istiyorum.
- I want a complete list of your books.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
E-posta adresimi not etmek istiyor musun?
- Do you want to write down my e-mail address?
Adres defterimi odamda bıraktım.
- I left my address book in my room.
O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti.
- In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
Adınızı buraya yazın.
- Write down your name here.
Lütfen adınızı yazın.
- Please write down your name.
Ben onu unutmadan önce onun adresini yazmak zorundayım.
- I must write down his address before I forget it.
Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.
- Please use a pencil to write down your name.
Gerçekten aşık olan sevgililer mutluluklarını yazmazlar.
- Lovers who are truly in love do not write down their happiness.
Her birinizin bir parça kağıt çıkarmasını ve ne olduğunu yazmasını istiyorum.
- I want each of you to take out a piece of paper and write down what happened.
... All the equations I write down, all the physical pictures that I construct are 11 ...