Bir oda ayırtmak istiyorum.
- I would like to book a room.
Yarın akşam için dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a table for four for tomorrow night.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.
- The books which are on that list will be difficult to find in Japan.
Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.
- I wish you would make a list of the newly published books.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
E-posta adresimi not etmek istiyor musun?
- Do you want to write down my e-mail address?
Tom küçük siyah defterine Mary'nin telefon numarasını yazdı.
- Tom wrote Mary's phone number in his little black book.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.
- I tried to write down everything he said.
Lütfen adınızı yazın.
- Please write down your name.
Ben onu unutmadan önce onun adresini yazmak zorundayım.
- I must write down his address before I forget it.
Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.
- Please use a pencil to write down your name.
Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.
- I tried to write down everything he said.
Her birinizin bir parça kağıt çıkarmasını ve ne olduğunu yazmasını istiyorum.
- I want each of you to take out a piece of paper and write down what happened.
... All the equations I write down, all the physical pictures that I construct are 11 ...