Size en iyi dileklerimi sunmak istiyorum.
- I want to wish you the best.
Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.
- I'd like to wish my mom a happy birthday.
Sana iyi şans dilemek için geldim.
- I came to wish you good luck.
Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.
- I'd like to wish my mom a happy birthday.
Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız.
- The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.
Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.
- He became a singer against his parents wishes.
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
O, sana en iyi dileklerini gönderdi.
- She sent you her best wishes.
Sen uçabildiğini temenni etmez misin?
- Don't you wish you could fly?
Sanırım bu umut etmek için çok fazlaydı.
- I guess it was too much to hope for.
Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
- She cremated him against his wishes.
Senin isteklerini karşılamaya çalışacağım.
- I'll try to meet your wishes.
Bütün yapabileceğimiz ümit etmektir.
- All we can do is hope.
Artık bütün yapabileceğimiz Tom'un yapmaya söz verdiği şeyi yapmasını ümit etmektir.
- All we can do now is hope that Tom does what he's promised to do.
Mary, tatili sırasında dinlenmeyi çok ümit ediyor.
- Mary hopes to rest a lot during her vacation.
Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- As long as there's life, there is hope.
Ben sizin başarınız için umutluyum.
- I hope for your success.
Öğrencileriniz bize yeni umut verdi.
- Your students have given us new hope.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
- There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
Sonunda dileğim gerçekleşti.
- My wish has finally come true.
Dileğinin gerçekleşeceğini umuyorum.
- I hope your wish will come true.
Umarım beklentilerinize göre yaşayabiliriz.
- I hope we can live up to your expectations.
Emi'nin yakında ortaya çıkacağını umuyorum. Onu beklemekten usandım.
- I hope that Emi will appear soon. I'm tired of waiting for her.
Umarım çok uzun süre beklemek zorunda değiliz.
- I hope we don't have to wait too long.
I wish to complain.
Mr. White took the paw from his pocket and eyed it dubiously. I don't know what to wish for, and that's a fact, he said slowly. It seems to me I've got all I want..
... then you got -- I wish I could give that gift to anyone of ...
... If not, do you wish you were? ...