Tom gözden kaybolmak istiyor.
- Tom wants to disappear.
Ortadan kaybolmak zorundasın.
- You have to disappear.
Ortadan kaybolmak istedim.
- I wanted to disappear.
Ortadan kaybolmak zorundasın.
- You have to disappear.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
- I just want to disappear.
O, bu şehirde gözden kayboldu.
- He disappeared from this town.
Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
- The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
Dağdaki tüm kar yok olmuştu.
- All the snow on the mountain has disappeared.
O grup insanlar neredeyse yok oldular.
- That group of people almost disappeared.
Sis saat on civarında kaybolmaya başladı.
- The fog began to disappear around ten o'clock.
Eski gelenekler kaybolmaya devam ediyor.
- Old customs keep disappearing.