to use or traverse in pursuit of game; as, he hunts the woods, or the country

listen to the pronunciation of to use or traverse in pursuit of game; as, he hunts the woods, or the country
الإنجليزية - التركية

تعريف to use or traverse in pursuit of game; as, he hunts the woods, or the country في الإنجليزية التركية القاموس.

hunt
{f} avlamak

Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı. - The mother cat went out hunting birds.

hunt
{i} av
hunt
(Havacılık) salınma
hunt
{f} kovalamak
hunt
avlanma

O, ormanda avlanmaya gitti. - He went hunting in the woods.

Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır. - Hunting is prohibited in this area.

hunt
araştırmak
hunt
{f} avlan

O, polis tarafından avlandı. - He is hunted by the police.

Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi. - This park used to be a hunting ground for a noble family.

hunt
{f} avlanmak; avlamak
hunt
{f} avda kullanmak
hunt
{f} aramak

Ben gerçekten iş aramaktan nefret ediyorum. - I really hate job hunting.

Geçen yıl bir önceki işini kaybettiğinden beri, Tom bir iş aramaktadır. - Tom has been hunting for a job since he lost his previous job last year.

hunt
elek
hunt
hunt down yakalayıncaya kadar peşini bırakmamak
hunt
hunt up aramak
hunt
{i} avcı kulübü
hunt
{i} av bölgesi
hunt
mak
hunt
{f} for -i aramak
الإنجليزية - الإنجليزية
hunt
to use or traverse in pursuit of game; as, he hunts the woods, or the country

    الواصلة

    to use or trav·erse in pur·suit of game; as, he Hunts the woods, or the coun·try

    النطق

المفضلات