Bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.
- The substance is light enough to float on the water.
Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.
- Tom floated downstream on a raft.
Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.
- Tom floated down the river on a raft.
It is time to float this horse's teeth.