Bizim öğretim yöntemlerini güncelleştirmek zorundayız.
- We have to update our teaching methods.
O bir yazılım güncelleştirmesi indirdi.
- He downloaded a software update.
Sen bile aygıt yazılımını güncelleştirmedin.
- You haven't even updated the firmware?
Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for them to update their system.
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for them to update their system.
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Tom Websitesini güncellemelidir.
- Tom needs to update his website.
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Güncelleştirme için teşekkür ederim.
- Thank you for the update.
I need to update my records to take account of the most recent transaction.
I just made an update to my blog about my trip to Rome.
I just made an update to the Wikipedia article on gorillas.
He gave me an update on the situation in New York.
Update me on what happened while I was away.
... And we want to give you an update. ...
... once, we need to frequently update, [INAUDIBLE], so is ...