Bizim öğretim yöntemlerini güncelleştirmek zorundayız.
- We have to update our teaching methods.
Bu güncelleştirme bu sabah saat 10'da yayınlanacak.
- This update will be released at 10 o'clock this morning.
Ben şu anda bir güncelleştirme olup olmadığını görmek için kontrol ediyorum.
- I'm checking to see if there is an update right now.
Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?
- Have there been any updates on this issue?
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for them to update their system.
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?
- Are there any updates on this issue?
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Güncelleştirme için teşekkür ederim.
- Thank you for the update.
I need to update my records to take account of the most recent transaction.
I just made an update to my blog about my trip to Rome.
I just made an update to the Wikipedia article on gorillas.
He gave me an update on the situation in New York.
Update me on what happened while I was away.
... the Union last week, we hope to update and revisit the No Child Left Behind Act, and ...
... how are you doing?" She's, like, "I'm doing good." And then her parents update you. ...