Odanın bu köşesinde bir sera kurmak isterim.
- In this corner of the room I'd like to put a house-plant.
Köşe başındaki ev bizim.
- The house on the corner is ours.
Belediye binası hemen köşede.
- The city hall is just around the corner.
O köşede bir kamu telefonu var.
- There is a public telephone on that corner.
Tom köşeye gitti ve ağladı.
- Tom went into a corner and cried.
Köşeye büyük bir kamyon geldi.
- A large truck came around the corner.
Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
- There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
- I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
As the stock car driver cornered the last turn, he lost control and spun out.