to try to win, subdue, or overcome; as, one who attempts the virtue of a woman

listen to the pronunciation of to try to win, subdue, or overcome; as, one who attempts the virtue of a woman
الإنجليزية - التركية

تعريف to try to win, subdue, or overcome; as, one who attempts the virtue of a woman في الإنجليزية التركية القاموس.

attempt
{f} girişimde bulunmak
attempt
kalkışmak
attempt
{i} girişim

Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu. - Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.

Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu. - Attempts to negotiate a peace treaty failed.

attempt
teşebbüs

Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır. - He is too much of a coward to attempt it.

O, intihar teşebbüsünde bulundu. - He attempted suicide.

attempt
teşebbüste bulunmak
attempt
kıyam
attempt
girişmek

Dan soyguna girişmek istedi. - Dan wanted to attempt the robbery.

attempt
denemek
attempt
yeltenmek
attempt
{f} çalış

Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız. - We'll attempt to start the class soon.

Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı. - Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.

attempt
çalışmak
attempt
deneme

Kaçış denemesi başarılıydı. - His escape attempt was successful.

İlk denememde başarılı oldum. - I succeeded in my first attempt.

attempt
(fiil) kalkışmak, yeltenmek, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek, denemek
attempt
(Mukavele) teşebbüs, girişim; teşebbüs etmek, girişimde bulunmak
attempt
(Askeri) TEŞEBBÜS ETMEK; GİRİŞİM
attempt
(isim) kalkışma, yeltenme, girişim, teşebbüs
الإنجليزية - الإنجليزية
attempt
to try to win, subdue, or overcome; as, one who attempts the virtue of a woman

    الواصلة

    to try to win, subdue, or overcome; as, one who attempts the vir·tue of a wo·man

    النطق

المفضلات