Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
- Reading a book can be compared to making a journey.
Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
- Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.
- I made a long journey last year.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
- We are going on a journey next month.
Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
- The object of the journey was to visit Grandma.
Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
- Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
- I want to go on a journey around the world if possible.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor.
- Tom doesn't want to travel alone.
O yolculuk etmekten hoşlanır. Ben de.
- He likes to travel. I do, too.
Ben aya seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel to the moon.
Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.
- Do you like to travel?
... Or if you went to figure out how to travel, you probably ...
... certainly never ceases to surprise the travel and beyond ...