الإنجليزية - التركية
تعريف to transport students to school, often to achieve racial integration في الإنجليزية التركية القاموس.
- bus
- otobüsle götürmek
- bus
- anayol
- bus
- otobüsle gitmek
Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
-It's more economical to go by bus instead of taking a taxi.
Oraya otobüsle gitmek iki saat alır.
-It'll take two hours to get there by bus.
- bus
- otobüs
5 numaralı otobüsü binmelisin.
-You should take the number 5 bus.
Evim otobüs durağına yakın.
-My house is close to a bus stop.
- bus
- (Bilgisayar) Veriyolu, veri hattı
- bus
- bus boy lokantada kirli tabakları toplayan işçi
- bus
- bus bar elektrik bağlama çubuğu
- bus
- {i} otomobil veya uçak
- bus
- ili binek otomobili
- bus
- yol
Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi.
-The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.
Bana otobüs durağına giden yolu gösterir misiniz?
-Could you show me the way to the bus stop?
- bus
- veriyolu yol
- bus
- otobüsle taşı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to transport students to school, often to achieve racial integration في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- bus
to transport students to school, often to achieve racial integration
الواصلة
to trans·port students to school, of·ten to a·chieve ra·cial in·te·gra·tionالنطق
Resimler
المفضلات