Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.
- His job is to negotiate with foreign buyers.
İki taraf günlerce müzakere ettiler.
- The two sides negotiated for days.
Onlarla müzakere yapması için onu atadık.
- We delegated him to negotiate with them.