Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
- Rome was not built in a day.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
- I read a newspaper every day so that I may keep up with the time.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
- The days are getting warmer and warmer.
Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı.
- My rule always was to do the business of the day in the day.
Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
- He was regarded as the greatest writer of the day.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Keşif, 1896 yılında sıcak bir Ağustos gününde gerçekleşti.
- The discovery took place on a warm August day in 1896.
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
It was a year ago to the day that I first met him.
... day after my video came out. ...
... I'm working every day. ...