to teach someone a lesson: see lesson see also teaching

listen to the pronunciation of to teach someone a lesson: see lesson see also teaching
الإنجليزية - التركية

تعريف to teach someone a lesson: see lesson see also teaching في الإنجليزية التركية القاموس.

teach
ders vermek

Tom Mary'ye bir ders vermek istedi. - Tom wanted to teach Mary a lesson.

Kızım lisede ders vermek istiyor. - My daughter wants to teach in high school.

teach
{f} öğretmek

Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı. - This book is designed to teach children how to read.

Onun işi İngilizce öğretmektir. - Her job is to teach English.

teach
{f} öğretmenlik yapmak

Tom öğretmenlik yapmaktan sıkıldı ve yeni bir iş aradı. - Tom became bored with teaching and he looked for a new job.

Tom öğretmenlik yapmak için Boston'a gitti. - Tom has gone to Boston to teach.

teach
{f} eğitmek
teach
tedris etmek
teach
{f} öğret

Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz? - Are you a teacher or a student here?

Yumi öğretmen olacak. - Yumi will become a teacher.

teach
{i} öğrenim

Boston'daki erkek kardeşim öğretmen olmak için öğrenim görüyor. - My brother in Boston is studying to become a teacher.

teach
{f} (taught)
teach
{f} göstermek

Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu. - The teacher put a mark next to his name to show that he was absent.

teach
{f} okutmak
الإنجليزية - الإنجليزية
teach
to teach someone a lesson: see lesson see also teaching
المفضلات