Kuşlar o kadar evcil ki onlar sizin elinizden yiyecekler.
- The birds are so tame they will eat from your hand.
Evcil kuşlar özgürlüğü hayal eder. Vahşi kuşlar uçar!
- Tame birds dream of freedom. Wild birds fly!
Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
- The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
Mary bebek kız kardeşine karşı çok kibardır.
- Mary is very gentle with her baby sister.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
- Tom is a loving and caring gentleman.
O, kapıyı hafifçe itti.
- She gave the door a gentle push.
Tom, Mary'yi yavaşça itti.
- Tom gave Mary a gentle push.
Bir kurtu evcilleştiremezsin.
- You cannot tame a wolf.
Tom bir kurt yakaladı ve onu evcilleştirmeye çalıştı.
- Tom caught a wolf and tried to tame it.
Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
Onun sesi yumuşak ve kibardı.
- His voice was soft and gentle.
Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.
- As he grew older, he became gentler.
Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı.
- Gods created women to tame men.
Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.
- Her dog is not so much faithful as tame.
They have a tame wildcat.
The lion was quite tame.
This party is too tame for me.
He tamed the wild horse.
... nomadic people in Central Asia learn to tame them for the first time. ...
... One animal that gives any human who can tame it ...