to take a period of time away from work or study

listen to the pronunciation of to take a period of time away from work or study
الإنجليزية - التركية

تعريف to take a period of time away from work or study في الإنجليزية التركية القاموس.

holiday
tatil

Tatilde deniz kenarına giderdik. - We used to go to the seaside on holiday.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

holiday
{i} tatil günü; tatil
holiday
{i} bayram günü; yortu günü
holiday
Iegal holiday resmi tatil günü
holiday
Roman holiday katılanların zaranna olan eğlence
holiday
tatil yap

O, ona uzun bir tatil yapmasını tavsiye etti. - She advised him to take a long holiday.

Biz iki haftalık bir tatil yapacağız. - We'll take a two-week holiday.

holiday
{i} dini bayram
holiday
{i} yortu
holiday
holiday clothes bayramlık elbise
holiday
{i} izin

Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim. - I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.

Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez. - Circumstances do not permit me such a holiday.

holiday
(Askeri) BİR SAHANIN GÖRÜNTÜ KAPLAMASINDA KASITSIZ OLARAK BIRAKILAN BOŞLUK: Bak. "gap (imagery) "
holiday
(Ticaret) genel tatil
holiday
dinlence
holiday
tatil yapmak

O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti. - She talked her husband into having a holiday in France.

holiday
tatile çıkmak
holiday
bayramlık
holiday
(isim) tatil, bayram, izin, yortu, dini bayram
الإنجليزية - الإنجليزية
holiday
to take a period of time away from work or study

    الواصلة

    to take a pe·ri·od of time a·way from work or stu·dy

    التركية النطق

    tı teyk ı pîriıd ıv taym ıwey fırm wırk ır stʌdi

    النطق

    /tə ˈtāk ə ˈpərēəd əv ˈtīm əˈwā fərm ˈwərk ər ˈstədē/ /tə ˈteɪk ə ˈpɪriːəd əv ˈtaɪm əˈweɪ fɜrm ˈwɜrk ɜr ˈstʌdiː/
المفضلات