to swell; to increase the bulk of

listen to the pronunciation of to swell; to increase the bulk of
الإنجليزية - التركية

تعريف to swell; to increase the bulk of في الإنجليزية التركية القاموس.

size
büyüklük

Bu ev, Peter'inki ile aynı büyüklüktedir. - This house is about the same size as Peter's.

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

size
Boyut

Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır. - A person's heart is approximately the same size as their fist.

Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar. - Your book is double the size of mine.

size
ölçü

Ayakkabı ölçün nedir? - What's your shoe size?

Tom Mary'nin ayakkabı ölçüsünü bilmiyor. - Tom doesn't know what Mary's shoe size is.

size
ebat

Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir. - They are manufactured in various sizes.

Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı. - Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.

size
büyüklük, boyut boyut
size
{f} büyüklüğüne göre ayırmak
size
fi
size
{i} önemli miktar
size
{f} sertleştirmek (şapka)
size
Sığa
size
aharlamak
size
haşıl
size
ahar
size
hacim
size
cesamet
size
istenilen ebatta kesip biçmek
size
{i} (ayakkabı için) numara; (elbise için) beden; (şişe/kutu için)boy: What size shoe do you want? Kaç numara ayakkabı
size
size upkdili
size
(fiil) büyüklüğüne göre ayırmak, çirişlemek, tutkallamak, sertleştirmek (şapka)
الإنجليزية - الإنجليزية
size
to swell; to increase the bulk of
المفضلات