الإنجليزية - التركية
تعريف to surround; to encircle; to encompass في الإنجليزية التركية القاموس.
- round
- {i} çember
- round
- (isim) daire, halka, çember, tur, yuvarlak şey, dizi, birbiri ardına yapılan şeyler, dilim, yaylım ateşi, tufan, raund, kanon [müz.]
- round
- (fiil) yuvarlaklaştırmak, etrafını sarmak, etrafında dönmek, etrafını dolaşmak, etrafını dolaşarak geçmek, yuvarlaklaşmak, tamamlanmak, dönmek
- round
- çevresine
- round
- sapmak
- round
- etrafta
- round
- müdevver
- round
- ablak
- round
- {s} şiddetli
- round
- toparlak
- round
- seri
- round
- yaklaşık
- round
- civarında
- round
- servis
- round
- {f} yuvarla
Kase mükemmel bir şekilde yuvarlaktı.
-The bowl was perfectly round.
Julien, John Lennon gibi, yuvarlak gözlükler takıyor.
-Julien wears round glasses, like John Lennon.
- round
- round clam yenilir bir deniz tarağı
- round
- {s} bütün
Bütün yıl çok sıkı çalışır.
-He works hard all the year round.
Burada bütün yıl boyunca hava sıcak.
-It's warm here all the year round.
- round
- {s} okkalı
- round
- {s} daire şeklinde
- round
- round dance vals gibi dönerek yapıla
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to surround; to encircle; to encompass في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- round
to surround; to encircle; to encompass
الواصلة
to surround; to encircle; to en·com·passالنطق
Resimler
المفضلات