to speak; to utter

listen to the pronunciation of to speak; to utter
الإنجليزية - التركية

تعريف to speak; to utter في الإنجليزية التركية القاموس.

tongue
dil

Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum. - I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.

İtalyanca benim ana dilimdir. - Italian is my mother tongue.

tongue
dil vuruşu yapmak (çalgı)
tongue
(Muzik) dilli

Tek dilli Tom Ana dilinizde düşünmeyin dedi. - Don't think in your native tongue, said the monolingual Tom.

tongue
konuşmak

Goriller konuşmak için dudaklarını ve dillerini kullanamazlar ama insanlarla başka yollarla iletişim kurabilirler. - Gorillas cannot use their lips and tongues to speak, but they can communicate with people in other ways.

tongue
zıvana dili
tongue
lisan
tongue
{f} konuş

Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum. - I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.

Bay Wright, sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor. - Mr Wright speaks Japanese as if it were his mother tongue.

tongue
geçme
tongue
i. 1. anat. dil. 2. dil, lisan
tongue
(Tıp) Dil, lingua
tongue
geçme yapmak (tahta)
tongue
and-groove joint zıvana lambalı geçme
tongue
dili konuşmak
tongue
dil vuruşu yapmak
tongue
tahtalara geçme kenar yapmak
tongue
{i} uzantı
tongue
{i} erkek parça
الإنجليزية - الإنجليزية
tongue
to speak; to utter
المفضلات