Klasik müzik beni yatıştırıyor.
- Classical music soothes me.
Öfkeli adamı yatıştırmaya çalıştı.
- He tried to soothe the angry man.
Ona sakinleştirici verdin mi?
- Did you give her the tranquilizer?
Sanırım çantamda biraz sakinleştirici var.
- I guess I have some tranquilizers in my bag.