Klasik müzik beni yatıştırıyor.
- Classical music soothes me.
Hemşire ağlayan çocuğu yatıştırdı.
- The nurse soothed the crying child.
Ona sakinleştirici verdin mi?
- Did you give her the tranquilizer?
Sanırım çantamda biraz sakinleştirici var.
- I guess I have some tranquilizers in my bag.