Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to smear, anoint or soften with oil

listen to the pronunciation of to smear, anoint or soften with oil
الإنجليزية - التركية

تعريف to smear, anoint or soften with oil في الإنجليزية التركية القاموس.

oil
yağ

4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin. - 4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter.

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver. - Give me the metal bucket with the oil in it.

oil
zeytinyağı

O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor? - Why does she apply olive oil on her lashes?

Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir. - The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.

oil
küspe
oil
yağ sürmek
oil
petrol

Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor. - Tom's company is drilling for oil.

Japonya petrol ithal ediyor. - Japan has to import oil.

oil
{f} yağ çekmek
oil
oil cake keten veya pamuk tohumunun posası
oil
{i} yağ,yağ
oil
yağ gibi şey
oil
{f} yağcılık yapmak
oil
oil field petrol sahası
oil
oil color yağlıboya
oil
{i} gaz

Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır. - It is always dark beneath the oil lamp.

Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil. - Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.

oil
oil lamp yağ lambası
oil
{f} yağ çekmek, pohpohlamak
oil
{f} yağlamak
oil
{i} yağcılık yapma
oil
{i} yağlıboya

Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor. - Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.

الإنجليزية - الإنجليزية
{v} oil