O bir canlı, dolayısıyla doğal olarak sıçıyor da.
- It's a living being, so of course it shits.
Sanırım kendime sıçacağım.
- I think I'm gonna shit myself.
Bu kahrolası cümleyi nasıl tercüme edeceğimi bilmiyorum, kendin tercüme et, herkes kendi bokunu temizlesin.
- I fucking don't know how to translate this sentence, translate it yourself, everybody deal with their own shit.
Iyyy, bu bok gibi kokuyor!
- Yuck, that smells like shit!
O karalayıcı bok herifi tekrar duymak istemiyorum!
- I never want to hear that slanderous shit again!
Hayır, adamım, bu esrar birinci sınıftır.
- Yo, man, this shit is top notch.
Oh, shit. I left my worksheet at home, she said to the language arts teacher, which got her in trouble.