to separate or divide into portions or shares; to parcel; to distribute

listen to the pronunciation of to separate or divide into portions or shares; to parcel; to distribute
الإنجليزية - التركية

تعريف to separate or divide into portions or shares; to parcel; to distribute في الإنجليزية التركية القاموس.

portion
{i} bölüm

Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar. - Land occupies the minor portion of the earth's surface.

Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil. - This portion of the library is off-limits to the public.

portion
{i} kısım

Sadece küçük bir kısım. - Just a small portion.

portion
(out ile) hisselere ayırmak
portion
pay

O, kira payını ödemedi. - He has not paid his portion of the rent.

portion
parça

Lütfen, büyük bir parça istiyorum. - I'd like a large portion, please.

portion
hisse
portion
{f} bölüştürmek
portion
kısmet/porsiyon/kı
portion
{i} çeyiz
portion
{i} porsiyon, bir tabak yemek
portion
bir tabak yemek
portion
{f} çeyiz vermek
portion
{i} miras hissesi
portion
{f} bölmek
portion
drahoma
portion
(isim) porsiyon, pay, hisse, parça, bölüm, kısım, kısmet, miktar, çeyiz, miras hissesi
portion
miras bırakmak
الإنجليزية - الإنجليزية
portion
to separate or divide into portions or shares; to parcel; to distribute

    الواصلة

    to sep·a·rate or di·vide in·to portions or shares; to parcel; to dis·tri·bute

    النطق

المفضلات