O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
- He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
Onlar gömülü hazine arayışında çölü araştırdı.
- They explored the desert in quest of buried treasure.
Eğer daha fazla sorunuz varsa, aramakta tereddüt etmeyiniz.
- If you have any more questions, please don't hesitate to call.
Eğer herhangi bir sorununuz varsa, aramak için tereddüt etmeyin.
- If you have any questions, don't hesitate to call.
Eğer herhangi bir sorununuz varsa, aramak için tereddüt etmeyin.
- If you have any questions, don't hesitate to call.
Herhangi bir sorunun olursa aramaya çekinme.
- If you have any questions, feel free to call.
Çinli firmalar dünya pazarını ele geçirme arayışına girdi.
- Chinese firms have embarked on a quest to conquer the world market.
Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.
- Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy.
O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
- He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
Seni aradım çünkü sana bir soru sormam gerekiyor.
- I called you because I need to ask you a question.