Ben, söylentinin kaynağını bilmiyorum.
- I don't know the origin of the rumor.
Söylenti gerçek oldu.
- The rumor proved true.
Bu dedikoduyu kimin çıkardığını biliyorum.
- I know who started the rumor.
Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.
- I've heard rumors about Tom and Mary.
Tom bir çift siyah ayakkabı aramak için dolabını didik didik aradı.
- Tom rummaged through his closet looking for a pair of black shoes.