Gül yetiştirmekte iyiyim.
- I am good at raising roses.
Güller soldu ve Ania çok ağladı.
- Roses withered and Ania cried very much.
Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
- The tower rose up against the blue sky.
Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
- The index rose 4% from the preceding month.
Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- She looks at the world through rose-colored glasses.
Pembe ve gül benzer renklerdir.
- Pink and rose are similar colors.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Bir şişe roze, lütfen.
- A bottle of rosé, please.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
rose pink colour:.
... >>Presenter: Yeah. And then Zelig-like, I noticed as he rose as an author. I actually ...
... shows that the nearest rose petals bring ...