to reveal (information); to divulge, make known

listen to the pronunciation of to reveal (information); to divulge, make known
الإنجليزية - التركية

تعريف to reveal (information); to divulge, make known في الإنجليزية التركية القاموس.

discover
{f} keşfetmek

Biz hâlâ kanser için etkili bir tedavi keşfetmek zorundayız. - We have yet to discover an effective remedy for cancer.

Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı. - He risked his whole fortune to discover new oil fields.

discover
discoverer kâşif
discover
{f} ortaya çıkarmak
discover
meydana çıkarmak
discover
çıkarmak
discover
bulgulamak
discover
karşılaşmak
discover
bulmak

Araştırma tehlikelidir. Bazen hiç bulmak istemediğin bir şeyi bulursun. - Searching is dangerous. Sometimes you discover something you didn't at all want to find.

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur. - The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.

discover
keşfet

Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur. - The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.

Amerika'yı kim keşfetti? - Who discovered America?

discover
farkına varmak
discover
{f} farketmek
discover
bulan kimse
discover
keşfeden kimse
discover
(fiil) keşfetmek, ortaya çıkarmak, bulmak; farketmek, anlamak
discover
discoverable keşfi mümkün
الإنجليزية - الإنجليزية
discover

I discovered my plans to the rest of the team.

to reveal (information); to divulge, make known
المفضلات