to rest or fasten; to fix; to concentrate

listen to the pronunciation of to rest or fasten; to fix; to concentrate
الإنجليزية - التركية

تعريف to rest or fasten; to fix; to concentrate في الإنجليزية التركية القاموس.

arrest
tutuklamak

Seni tutuklamak için burada değilim. - I'm not here to arrest you.

Onları tutuklamak zorunda kaldım. - I had to arrest them.

arrest
{i} tutuklama

Onları tutuklamak zorunda kaldım. - I had to arrest them.

Kavga, birçok tutuklamalarla sonuçlandı. - The fight resulted in several arrests.

arrest
(Askeri) TEVKİF ETMEK; NEZARETTE TUTMAK
arrest
{i} durdurma
arrest
(Tıp) arest
arrest
sona erdir

Sami'nin tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi. - Sami's arrest ended his reign of terror.

Fadıl'ın tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi. - Fadil's arrest brought an end to his reign of terror.

arrest
durdurmak
arrest
kesmek
arrest
önünü almak
arrest
{i} tevkif

Onlar onu tevkif etti. - They've arrested her.

Onu tevkif etmiyorum. - I'm not arresting her.

arrest
i. tutuklama, tevkif. f. 1. tutuklamak, tevkif etmek. 2. durdurmak
arrest
mevkuf
arrest
(isim) tutuklama, tevkif, durdurma, önleme
arrest
çekmek
arrest
{f} önlemek
arrest
celbetmek under arrest tutuklu
arrest
durdurulmuş
arrest
{f} tutuklamak, tevkif etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
arrest
to rest or fasten; to fix; to concentrate
المفضلات