Onlar krize yanıt vermek için para sıkıntısı çekiyorlar.
- They are short of money to respond to the crisis.
Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.
- Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.
Karşılık vermek için rahatsız olma.
- Don't bother to respond.
Cevap vermek istemiyor musun?
- Do you not want to respond?
Ona cevap vermek istiyorum.
- I'd like to respond to that.
Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
- I'm sorry for the delay in responding.
EVET işareti vererek yanıtladı.
- He responded by giving the OK gesture.
Tom responded to the medicine so well that she was better in two days.
Ona nasıl yanıt vereceğimi bilmiyorum bile.
- I don't even know how to respond to that.
Ben onun sorusuna yanıt verebilirim.
- I can respond to his question.
... must respond almost instantaneously in a tiny ...
... PRESIDENT OBAMA: Jim, if I ' if I can just respond very quickly, first of all, every ...