to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle

listen to the pronunciation of to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle
الإنجليزية - التركية

تعريف to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle في الإنجليزية التركية القاموس.

decide
karar vermek

Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim. - Let's draw lots to decide who goes first.

Karar vermek size kalmış. - That's for you to decide.

decide
{f} kararlaştırmak
decide
decide against thing bir şeyin aleyhinde karar vermek
decide
{f} belirlemek
decide
aklı kesmek
decide
hükme bağlamak
decide
{f} karar verdirmek
decide
sonuçlandırmak
decide
seçim yapmak
decide
hüküm vermek
decide
karar ver

Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi. - I decided to be happy because it's good for my health.

İşinden ayrılmaya karar verdi. - She decided to quit her job.

decide
{f} karar vermesini sağlamak
decide
decide in favor of a thing bir şeyin lehinde karar vermek
decide
x sonuçlandır/kararlaştır
decide
{f} sonuca varmak
decide
{f} azmetmek
الإنجليزية - الإنجليزية
decide

Her last-minute goal decided the game.

to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle

    الواصلة

    to re·solve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or set·tle

    النطق

المفضلات